Temel oldukça yaşlanmış, ve bir gün alet iş görmez olmuş. Gönlü hala genç olan Temel’in morali bu işe çok bozulmuş. Her akşam efkar dağıtmak için meyhaneye gidip kafa çekiyormuş. Yine böyle bir akşamda meyhaneye eli yüzü düzgün, takım elbiseli bir adam gelmiş. "Bana bir kaç dakikanızı ayırır mısınız?" demiş. Herkes merakla daha önce hiç görmedikleri bu adamı dinlemeye başlamışlar. "Ben kasabaya yeni gelen sirkin sihirbazıyım" demiş, "her türlü numarayı el çabukluğuyla yaparım". Kasaba sakinleri adamı pür dikkatle dinlerken sihirbaz bir masaya yaklaşıp masada oturanlara "Görüyorum ki kadehleriniz boşalmış. Kadehlerinizi içkiyle doldurmamı ister misiniz?" diye sormuş. Masadakiler umursamaz tavırla "olur.." demişler. Sihirbaz "Hokus Pokus" der demez kadehler içkiyle dolmuş. Masadakiler şaşkınlıklarını gizleyemezken "hadi içelim" diye kadehlere sarılmışlar. Sihirbaz "Durun!" diye bağırmış, "Aynı şekilde kadehlerinizi boşaltmamı ister misiniz?". Masadakiler yine "olur.." demişler. Ellerini havaya kaldıran sihirbaz "Püf!" der demez kadehler boşalmış ve hayret dolu bakışlar arasında herkes sihirbazın yaptığı numarayı alkışlamışlar. Temel’in masasına gelen sihirbaz "Senin için de bir şey yapmamı ister misin amca?" demiş. Temel hiç tereddüt etmeden parmağıyla önünü göstererek "Ha punu kaldirapilur musun?" demiş. Sihirbaz "tabi ki" demiş ve "Hokus Pokus!". Yine herkesin şaşkın bakışları arasında Temel hemen belinden tabancasını çekmiş ve "Ula püf diyenin amina korum!"
|