Fransa'ya yerleşen Temel, ünlü bir şarap üreticisi olmuş ve firmasının adını da "Chateau Tem" koymuş. Ürettiği şaraplar ülkenin en pahalı şarabıymış. Şaraplarını satan yerleri kontrol için lokantanın birine giden Temel ‘Chateau Tem’ şarabı istemiş.
Tadına baktığında şarabın sahte olduğunu söyleyince, garson lokantanın 1. sınıf olduğunu ve şarapların "Chateau Tem" olduğunu iddia etmiş. Temel, tadının farklı olduğunu ve şarabın "Chateau Tem" olmadığı konusunda ısrar edince, lokantanın sahibi gelmiş.
Lokantasında başka şarap bulunmadığını ve ünlü "Chateau Tem" şarabından başka şarap satmadıklarını tekrarlamış. Bunun üzerine Temel, kartvizitini çıkarmış ve adama vermiş.
Karta bakıp da Temel’in, "Chateau Tem" şaraplarının sahibi olduğunu gören lokanta sahibi, mahçup bir şekilde, "Ama efendim ne fark eder sizin bağların hemen 20 metre yanındaki bağdan toplanan üzümden yapılmış şarap. Toprak aynı, üzüm aynı, hava, su aynı, aynı teknoloji, tadının da aynı olması lazım. Hemen sizin yerden sadece ve sadece 20 metrecik uzaklıktaki bağlardan..." deyince,
Temel, "Bak uşağum" demiş, "Akşam eve cidunce karinin tonuni cikar, bi önünün tadina pak, bi de arkasının tadina pak... Arada 2 santimcuk uzaklik vardur ama tatlari çok farklidur..."
|