WWW.FIKRA.GEN.TR



  Külahıma anlat


Kasabanın birisinde çapkınlıklarıyla ünlü imam ve bekçi varmış.
O kadar zampara imişler ki, uçan dişi sineği bile götürüyorlarmış.

Bir gün kasabaya, mesleğinin baharında genç bir doktor bey atanmış. Genç doktor, hem yakışıklı, hem de çok parlak kız gibi birşeymiş. Doktoru gören bekçi ile imam, birbiriyle iddiaya girmişler.
Doktoru önce kim becerirse , iddiayi o kazanacakmış.

Günlerden bir gün, akşam üzeri kasabanın bekçisi doktorun muayenehanesine gitmiş. Doktora rahatsızlandığını söylemiş. Doktor, bekçinin üzerini çıkartıp, sedyeye uzanmasını söylemiş.

Bekçiyi muayene etmeye baslamış. Elini bekçinin sırtına ve göğsüne
sürerken bekçi doktorun elini nazikçe tutmuş:

BEKÇİ: "Doktor bey sana birşey söylemek istiyorum"
DOKTOR:"Söyle bakalım"
BEKÇİ:"Ben senden hoşlanıyorum. Mümkünse seni bir kere yapmak
istiyorum"
DOKTOR:"Hay hay neden olmasın. Biz hastalarımızın her türlü ihtiyacını karşılamak için görev yapıyoruz. Yalnız, şimdi akşam üzeridir, insanlar işten çıkmıştır, muayenehaneme uğrayabilirler, sen şu pencereden bir bak bakayım sokak sakin mi, yakalanmayalım." der.

Pencereler yukarıya doğru açılıp alttan mandallanan pencerelerdenmiş.
Bekçi pencereyi yukarıya doğru kaldırıp başını dışarı çıkartıp sokağa
bakmaya başlamış. Tam bu sırada doktor pencerenin mandalını çevirerek pencereyi kapatmış ve bekçinin başı dışarıda kalacak şekilde bekçi sıkışmış.

Doktor bekçinin arkasına geçip pantolonunu indirmiş ve başlamış
icraata . Doktor icraatta iken bekçinin ağzındaki düdük "düüürt
düüürt" diye ötüyormuş. Tam bu sırada sokaktan geçmekte olan imam efendi:

İMAM: "Hayırdır bekçi efendi, o pencerede ne işin var?"
BEKÇİ: "Bakıyorum asayiş berkemal mi?"
İMAM: "Sen onu benim külahıma anlat. Ben dün gece sabaha kadar o
pencerede ezan okudum" demiş.



  www.fikra.gen.tr