Köyün delisi minarenin tepesine çıkmış. Tüm millet bir araya gelsede bunu aşağı indirememişler.
-Lo, sana iyi bir yemek yaparız...
-I-ıh, diye baş sallamış deli.
-Seni gezmeye götürürüz. Hadi in aşağı!
-I-ıh...
-Sana tatlılar yaparız!
-I-ıh...
Bakmışlar olacak gibi değil, içlerinden biri:
-Delinin halinden deli ve dilinden de o anlar, demiş. Şu yan köyün de bir delisi var. Gidip hele onu getirelim.
Dedikleri gibi olmuş. Varıp diğer köyün delisini getirmişler ve minaredekini göstermişler. Ne yap et, onu aşağı indir demişler.
Komşu deli şöyle bir yukarı bakmış ve:
-ÖMER, diye bağırmış. Tepede ki kendine bakınca, ULA TANIDIN MI BENİ? diye sormuş. Onun hı-hı dediğini duyunca cebinden ufak bir çakı çıkarıp bunu ona göstermiş. ULA GÖRİMİSEN BUNU?
-Hı-hı...
-NEDİR LEN BU ELİMDE Kİ?
-Bıçak.
-ULA İNECEKSEN İN AŞAĞI, YOKSA VALLA MİNAREYİ KESEYRUM.
-Tamam, tamam. Kesme sakın... hemen iniyom.
|