Anatole, son derece tembel bir yaratıktı. Hiçbir iş görmeden babadan kalma ufak geliriyle geçinip gidiyor, günlerini ebedi bir uyuşukluk içinde geçiriyordu. O gün bir kahvenin terasında limonatasını yudumlarken, bir arkadaşı:
-Şaşırıyorum sana, dedi. Ara sıra dahi olsun hareket ihtiyacı hissetmez misin hiç?
-Tabi hissettiğim oluyor.
-Peki o zaman ne yapıyorsunuz?
-Rahat bir koltuğa uzanıp olağan duygularımın gelmesini bekliyorum.