Kızılderili’nin teki bizonlarını otlatıyormuş. Derken bir cow-boy gelmiş sormuş:
- Köpek senin köpeğin mi?
- O köpek benim olmak!
- Onunla konuşabilir miyim?
- Köpek konuşamamak!
Cow-boy köpeğe yaklaşır.
- Nasılsın?
- Fena değil! (Kızılderili şaşkın...)
- Bu Kızılderili senin sahibin mi?
- Evet.
- Sana iyi davranıyor mu?
- Evet, çok iyi. Günde iki kez tuvalet için dolaştırıyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor. (Kızılderili bu arada kafayı yemektedir)
Cow-Boy Kızılderili’ye sorar.
- Bu at senin atın mı?
- O at benim olmak!
- Onunla konuşabilir miyim?
- At konuşamamak!
Cow-boy ata yaklaşır.
- Nasılsın?
- Fena değil! (Kızılderili daha da şaşkın...)
- Bu Kızılderili senin sahibin mi?
- Evet.
- Sana nasıl davranıyor?
- İyi. Bana her gün gerekli yürüyüşleri yaptırıyor, fazla yük bindirmiyor, günde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor ve içinde yiyecek ve yataklık olan ufak bir ahır inşa ediyor.(Kızılderili ne gözlerine ne de kulaklarına inanmaktadır)
Cow-Boy tekrar Kızılderili’nin yanına gelir.
- Bu Dişi Eşşek senin mi?
- Eşşek benim olmak, konuşmak ama çok yalan söylemek
|